.

29 Ağustos 2011 Pazartesi

Gam

Vapurdayım. Ben vapur gibi adamım. Hiç karada yapamadım, olmadı. Rutubetliydim. Yeni badanalı, parkeli, cilalı, sobalı, eşikli evlerde kalsam, duvarlarını şişirip sıvalarını dökecek kadar rutubetliydim. Denize aittim. Altı da üstü de evim olabilirdi. Soranlara Atlantis’ten olduğumu söyleyebilirdim pekala. Bir akşamüstü orkinoslarla muhabbetten döndüğümde, her şey yok olmuştu diyebilirdim. Bende hikaye çoktu ama inanan var mıydı bilinmez. Beni ısıtacak güneş hiç doğmadı, o hiç tenime dokunmadı. İyi yaptı. Dokunan kimse yaşamadı. Balıkçı eli nasıl olur iyi bilirdim. Ben iskorpittim. Zehrim rutubetim. Orkinoslarla muhabbetime, ahbaplığıma inanmayanlar; varın dokunmadan öte geçin.

Solum deniz, sağım sancak. Yine oturmadım. İskeledekilere hep bozuk attım. Güverteye en son ben çıktım. Sigaramı denize attım. Adalar her mevsim güzeldi. Hepsini tek tek gezer, Heybeli’ye dönerdim. Tavafım, ibadetim, ben yine sana geldim. Beyazların içinde, toprağın bağrında, damarından akamadığım tek fıtrat, ölümün kucağında… Uyuyorsun. Uyandırmadan yanına uzandım. Saat erken, çok şey var anlatılacak. Dayanamadım, yine ağladım. Rutubetimi akıttım. Duymasan da, yine konuşamadım. Bir ölü, bir diriyi ne kadar sevebilirdi? Utandım. Parkama sarıldım. Her zamanki gibi, son vapura kalmaktı niyetim. Olmadı, yapamadım. Bu kez mezarına güller bıraktım.

1 yorum:

  1. İşte ben hiçbir zaman böyle edebi yazamayacağım. Teşbihlerin, mübalağaların dibini göremeyeceğim. Klavyene sağlık Mr. Petrovic.

    YanıtlaSil